Ev ofis ve mobil çalışma

"Ev ofis" terimi herkesin dilinde - ancak genellikle daha iyi bir iş-yaşam dengesi sağlamak için birçok şirket tarafından uygulanan mobil çalışmayı ifade eder. Bu ikisi arasındaki farklara ve çalışma saatleri, kazaların önlenmesi ve veri koruma ile ilgili uyulması gereken düzenlemelere kısa bir genel bakış derledik.

Ev ofis ("tele çalışma" olarak da bilinir) ve mobil çalışma - birçok şirketin bu terimlerle tam olarak neyin kastedildiği ve hangi yasal düzenlemelerin geçerli olduğu konusunda kafası karışıktır. Sürekli ev ofisi durumunda, çalışanlarınız şirket dışında sabit bir işyerinde, örneğin kendi evlerinde çalışırlar. Burada İşyeri Yönetmeliği geçerlidir: ev ofis veya tele-çalışma işyeri, iş sağlığı ve güvenliği standartları açısından şirket işyeri ile aynı yasal gereklilikleri yerine getirmelidir. Bu nedenle, ofis koltuğundan monitöre kadar tüm ekipmanlar şirket tarafından karşılanır.

Mobil çalışma, birçok şirketin uyguladığı bir tanımdır. Mobil çalışma ile, çalışanlarınıza bir dizüstü bilgisayar, tablet ve muhtemelen bir akıllı telefon sağlarsınız, böylece iş farklı konumlardan, örneğin seyahat ederken, trende, otelde veya hatta evde mutfak masasında yapılabilir. Önemli olan yer değil, erişilebilirliktir. Bu nedenle İşyeri Yönetmeliği burada geçerli değildir, çünkü elbette mutfak veya kafe sandalyesinin güvenliğini değerlendiremezsiniz.

Çalışanlarınızın evden çalışırken müsait olma zamanlarını da belirleyebilirsiniz. Birçok şirket, çalışanların operasyonel gereklilikleri ve haftalık çalışma saatlerini dikkate alarak istedikleri gibi çalışabilmeleri için güvene dayalı çalışma saatlerini kabul eder. Çalışma Saatleri Yasasının koruyucu hükümlerine uymakla yükümlüsünüz:

• Çalışanlarınız ara vermeden bir seferde altı saatten fazla çalışamaz.
• Ortalama olarak günde sekiz saatten, istisnai durumlarda on saatten fazla çalışamazlar.
• Ve iş gününün sonunda on bir saatlik bir dinlenme süresi uygulanır.

Özellikle mobil çalışma söz konusu olduğunda bu her zaman mümkün değildir: Akşam bir ya da iki e-posta daha göndermek ya da sabahın erken saatlerinde bir sunum hazırlamak birçok mobil çalışan için günlük yaşamın bir parçasıdır. İş ve boş zaman arasındaki sınırların bulanıklaşması tehlikesi vardır.

Bununla birlikte, bir işveren olarak, özen yükümlülüğünüzün bir parçası olarak dinlenme ve çalışma saatlerini izlemeniz gerekir. Federal İş Mahkemesi'nin (BAG) 13 Eylül 2022'de verdiği dönüm noktası niteliğindeki son kararın ardından Federal Çalışma Bakanlığı, Çalışma Saatleri Yasası'nda bir reform sunmuştur. Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumak amacıyla yasa, çalışma saatlerinin başlangıcı, bitişi ve süresinin her gün aynı gün elektronik olarak kaydedilmesini öngörmektedir.

Yasal kaza sigortası, evden çalışırken yalnızca işle ilgili faaliyetler için geçerlidir. Bir örnek: Bir ekip üyesi bodrum katındaki internet bağlantısını kontrol etmek zorunda kaldığı için merdivenlerden düşer ve kolunu kırarsa, bu kaza sigortalanacaktır. Ancak, kendisine kahve yapmak istediği için merdivenlerden düşerse, bu kaza sigortalanmayacaktır. Bu, evde çalışırken çalışanların birçok riski kendilerinin taşıdığı anlamına gelir. İşyerinde mutfağa veya kantine gitmek kaza sigortası kapsamındayken, evde mutfağa veya tuvalete gitmek Federal Sosyal Mahkeme'ye göre "kişisel ekonomik faaliyettir" ve bu nedenle sigortalı değildir.

Çalışanlar öğle tatilinde çamaşır asarken veya yemek hazırlarken yaralansalar bile, ev ortamından kaynaklanan kaza riski sigortalı kişiye atfedildiğinden, özel sağlık sigortalarına başvurmaları gerekir.

Seyahat sırasında meydana gelen kazalar, kazaya neden olan faaliyetin nesnel olarak işle ilgili olması koşuluyla sigortalıdır. Federal Sosyal Mahkeme'nin Aralık 2021'de aldığı bir karara göre, kendi dört duvarınız arasında işe gitmek için yaptığınız yolculuk da sigortalıdır. Bu nedenle bu yolculukta meydana gelen kazalar iş kazası olarak kabul edilir. Ön koşul, çalışanın örneğin kahvaltıya değil de masasına doğru yürüdüğünü inandırıcı bir şekilde kanıtlayabilmesidir. İş kazalarının koşulları büyük ölçüde değişebileceğinden, genellikle vaka bazında karar verilir.

Önemli: Veri koruma sorumluluğu şirketin kendisine aittir. Yazılım ve donanım tamamen işveren tarafından sağlanmalı, sadece işle ilgili konularda ve tabii ki sadece çalışan tarafından kullanılmalıdır. Güvenli bir LAN bağlantısı her zaman açık bir WLAN'a tercih edilir. Veri aktarımı için VPN bağlantısı gereklidir ve çalışanlar veri depolama için USB bellek veya yerel sabit disk kullanmamalı, bunun yerine verileri şirket sunucusunda depolamalıdır. Verilerin güvenli olmayan ortamlarda saklanmasından kaçınılamıyorsa, en azından şifrelenmelidir.

Hareket halindeyken çalışırken, veri korumasını garanti etmek daha zor olabilir, çünkü örneğin trende veya bir kafede çalışırken, ekran yabancılar tarafından görülebilir veya telefon konuşmaları duyulabilir.